Mandıracılık Hakkında Genel Bilgi
Mandıracılık
MANDIRACILIK.
Eskiçağlardan bu yana süt ile tereyağı, peynir, yoğurt ve süttozu gibi süt
ürünleri en değerli besin kaynakları arasında sayılmıştır. Süt ve süt
ürünlerinin üretimi olan mandıracılık, tarımın önemli bir dalıdır. Dün*yanın
başlıca süt üreticileri Avrupa Topluluğu ülkeleri, SSCB ve ABD'dir. Süt ürünleri
üre*timinin önemli olduğu öbür ülkeler arasında Fransa, Almanya Federal
Cumhuriyeti, Avustralya, YeniZelanda ve İngiltere
sayıla*bilir.
Mandıracalığın gelişmesi uygun iklim ve piyasa koşullarının
varlığına bağlıdır. Yazları çok sıcak olmayan, kışları yumuşak geçen ılıman bir
iklim mandıracılığa en uygun iklim*dir; çünkü bu koşullarda çayırlar iyi
yetişir. Sanayinin, yoğun bir nüfusun toplanmasına yol açtığı kentlerde süt
talebi yüksek olduğu için mandıracılık genellikle büyük kentlerin yakınında
gelişir. Mandıralar, büyüklükleri ve hayvanların yetiştirilmesinde kullanılan
yöntemler bakı*mından büyük farklar gösterir. Güney İngilte*re'nin bazı
yöreleri, ABD'nin güney bölgeleri ve Yeni Zelanda gibi yerlerde inekler yıl
boyunca açık havada kalabilir. İngiltere'nin birçok yeri ve Kuzey Amerika gibi
iklimin daha soğuk olduğu yerlerde ise kış aylarını ahırlarda geçiren inekler
yazın otlağa çıka*rılır.
Süt verimi yüksek önemli sığır soyları
Holstein-Friesian, Ayrshire, Shorthorn, İsviç*re Esmeri, Jersey ve Guernsey'dir.
Anayurdu Channel Adaları olan Jersey ve Guernsey'in sütünde yağ oranı öbür
soylara göre daha yüksektir ve bu sütün kreması daha iyidir. İlk kez 18.
yüzyılda başlayan ıslah yöntemleri, süt ineklerinin verimliliğinin artırılmasına
yardımcı olmuştur. Bu yöntemlerle bir bölge*deki en iyi hayvanlar seçilerek
onlardan yeni sığır soyları geliştirilmiştir. Süt ve peynir üretiminde, sığır
dışındaki hayvan türlerin*den, örneğin koyun ve keçilerden de yararla*nılır.
(Ayrıca bak. sığır.)
Süt sağma döneminde (yavrunun doğu*mundan sonraki
yaklaşık 10 aylık sürede), bir süt ineğinin yıllık süt verimi 1.800 ile 9.000
litre arasında değişebilir. İngiltere'de bu mik*tar ortalama 4.000 litre iken,
ABD'de ortala*ma 6.000 litredir. ABD'de verim yüksekliği*nin nedeni bu ülkede
sığırlara çok besleyici yemler verilmesidir. Türkiye'de ise besleme koşullarının
elverişsizliği ve yerli sığır soyları*nın düşük süt verimi nedeniyle bir inekten
elde edilen yıllık ortalama süt verimi 600-900 litre dolayındadır. İnekler
çeşitli yemlerle beslenebilir; ama en önemli besinleri yazın otlakta yedikleri
ve kış için kurutularak sa*man ya da yem olarak saklanan bitkilerdir (bak. tarım
ve hayvancılık). Sığırlara ek besin olarak genellikle arpa ve mısır gibi taneli
tahıllar, fasulye gibi baklagiller ile fıstık, pamuk tohumu ve soyafasulyesi
içeren yoğunlaştırılmış yemler verilir. Fosfor ve magnezyum gibi minerallerin
uygun oranlar*da yeme katılması da yararlıdır.
Süt inekleri genellikle
sabah erken ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez sağılır. Süt verimi çok
yüksek bazı sürülerin günde üç kez sağıldıktan da olur. Sağım işle*mi düzenli
aralıklarla yapılmalıdır. Son 100 yılda geliştirilmiş olan süt sağma makine*leri
günümüzde küçük mandıralar dışında çok yaygın olarak
kullanılmaktadır.
İneklerin çoğu 2,5-3 yaşına gelince ilk yavrusunu doğurur.
Yaşamı boyu genellikle 3-4 kez doğum yapan inekler, sütünün büyük bölümünü
doğumu izleyen 4-6 haftalık süre içinde verir. Bu nedenle mandıracılar sürekli
olarak sürülerine genç inekler katmak zorun*dadırlar. Yeni alınacak hayvanların
sürüye hastalık getirmesinden korkulduğu için man*dıracılar kendi hayvanlarını
genellikle kendi*leri yetiştirirler.
Buzağı doğduktan az sonra annesinden
ayrılır. Anne ile yavrunun birbirlerine alışma*dan ayrılmalarının daha iyi
olduğu düşünülür. Dişi buzağılar genellikle mandırada tutulur. Erkek buzağılar
ise satılır ya da kesilmek üzere beslenir. Doğum yapan ineğin "ağız" denen ilk
sütünü yavrunun emmesi önemlidir; çünkü bu süt besleyici olmanın yanı sıra
yavruyu hastalıklara karşı da korur. Annesin*den ayrılan buzağı taze süt ya da
süttozundan yapılmış sütle kovadan beslenir; bu arada katı yemler yemeye, 3-4
haftalık olunca da saman yemeye alıştırılır. Yavru 6-8 haftalık olduğu zaman
katı yemlere yeterince alışmış olur ve sütle beslemeye son verilebilir. Bundan
sonra mevsimine göre ya saman ve kuru yemle beslenir ya da otlağa çıkarılır.
Yavrunun iyi bir süt ineği olması ya da hızlı büyüyen bir kesim hayvanı
olabilmesi için iyi beslenmesi gereklidir.
İnsan beslenmesinde
kullanılacak sütün te*miz ve mikroplardan arındırılmış olması için birçok kural
konmuştur. Ahır ve sağım yerle*rinin çok temiz tutulması, süt sağma
makine*lerini, içinden süt geçen boruları ve mandıra*da kullanılan öbür
gereçleri her sağım işle*minden sonra yıkamak ve bakterilerden arın*dırmak için
sterilize etmek gerekir. Yıkama*dan sonra kalabilecek bakterileri öldürmek için
gereçler kaynar su, buhar ya da uygun bir kimyasal madde kullanılarak sterilize
edilir. Sağılan sütün, sıcaklığın en kısa sürede 10°C'nin altına düşecek biçimde
soğutulması gerekir; çünkü bakteriler düşük sıcaklıkta kolayca üreyip çoğalamaz.
Sağılan süt her gün çiftliklerden mandıralara güğümlerle ya da soğuk hava
tankerleriyle taşınır. Mandıraya gelen sütten bir örnek alınarak sütün kalitesi
ölçülür, sonra süt süzgeçten geçirilir ve kalmış olabilecek bakterileri öldürmek
için pastörize edilir {bak. SÜT).
20. yüzyılın başlarında, verem
(tüberküloz) hastalığının hasta ineklerden süt yoluyla in*sanlara
geçebileceğinin anlaşılmasından sonra ineklerin düzenli aralarla sağlık
denetiminden geçirilmesine başlandı. Sığırlardan insanlara geçebilen öbür
hastalıklar Malta humması ve şap hastalığıdır.
Kaynak: Temel Britannica
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder