10 Nisan 2013 Çarşamba

Mandıracılık Hakkında Genel Bilgi

Mandıracılık Hakkında Genel Bilgi

Mandıracılık
MANDIRACILIK. Eskiçağlardan bu yana süt ile tereyağı, peynir, yoğurt ve süttozu gibi süt ürünleri en değerli besin kaynakları arasında sayılmıştır. Süt ve süt ürünlerinin üretimi olan mandıracılık, tarımın önemli bir dalıdır. Dün*yanın başlıca süt üreticileri Avrupa Topluluğu ülkeleri, SSCB ve ABD'dir. Süt ürünleri üre*timinin önemli olduğu öbür ülkeler arasında Fransa, Almanya Federal Cumhuriyeti, Avustralya, YeniZelanda ve İngiltere sayıla*bilir.

Mandıracalığın gelişmesi uygun iklim ve piyasa koşullarının varlığına bağlıdır. Yazları çok sıcak olmayan, kışları yumuşak geçen ılıman bir iklim mandıracılığa en uygun iklim*dir; çünkü bu koşullarda çayırlar iyi yetişir. Sanayinin, yoğun bir nüfusun toplanmasına yol açtığı kentlerde süt talebi yüksek olduğu için mandıracılık genellikle büyük kentlerin yakınında gelişir. Mandıralar, büyüklükleri ve hayvanların yetiştirilmesinde kullanılan yöntemler bakı*mından büyük farklar gösterir. Güney İngilte*re'nin bazı yöreleri, ABD'nin güney bölgeleri ve Yeni Zelanda gibi yerlerde inekler yıl boyunca açık havada kalabilir. İngiltere'nin birçok yeri ve Kuzey Amerika gibi iklimin daha soğuk olduğu yerlerde ise kış aylarını ahırlarda geçiren inekler yazın otlağa çıka*rılır.

Süt verimi yüksek önemli sığır soyları Holstein-Friesian, Ayrshire, Shorthorn, İsviç*re Esmeri, Jersey ve Guernsey'dir. Anayurdu Channel Adaları olan Jersey ve Guernsey'in sütünde yağ oranı öbür soylara göre daha yüksektir ve bu sütün kreması daha iyidir. İlk kez 18. yüzyılda başlayan ıslah yöntemleri, süt ineklerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olmuştur. Bu yöntemlerle bir bölge*deki en iyi hayvanlar seçilerek onlardan yeni sığır soyları geliştirilmiştir. Süt ve peynir üretiminde, sığır dışındaki hayvan türlerin*den, örneğin koyun ve keçilerden de yararla*nılır. (Ayrıca bak. sığır.)

Süt sağma döneminde (yavrunun doğu*mundan sonraki yaklaşık 10 aylık sürede), bir süt ineğinin yıllık süt verimi 1.800 ile 9.000 litre arasında değişebilir. İngiltere'de bu mik*tar ortalama 4.000 litre iken, ABD'de ortala*ma 6.000 litredir. ABD'de verim yüksekliği*nin nedeni bu ülkede sığırlara çok besleyici yemler verilmesidir. Türkiye'de ise besleme koşullarının elverişsizliği ve yerli sığır soyları*nın düşük süt verimi nedeniyle bir inekten elde edilen yıllık ortalama süt verimi 600-900 litre dolayındadır. İnekler çeşitli yemlerle beslenebilir; ama en önemli besinleri yazın otlakta yedikleri ve kış için kurutularak sa*man ya da yem olarak saklanan bitkilerdir (bak. tarım ve hayvancılık). Sığırlara ek besin olarak genellikle arpa ve mısır gibi taneli tahıllar, fasulye gibi baklagiller ile fıstık, pamuk tohumu ve soyafasulyesi içeren yoğunlaştırılmış yemler verilir. Fosfor ve magnezyum gibi minerallerin uygun oranlar*da yeme katılması da yararlıdır.

Süt inekleri genellikle sabah erken ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez sağılır. Süt verimi çok yüksek bazı sürülerin günde üç kez sağıldıktan da olur. Sağım işle*mi düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Son 100 yılda geliştirilmiş olan süt sağma makine*leri günümüzde küçük mandıralar dışında çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
İneklerin çoğu 2,5-3 yaşına gelince ilk yavrusunu doğurur. Yaşamı boyu genellikle 3-4 kez doğum yapan inekler, sütünün büyük bölümünü doğumu izleyen 4-6 haftalık süre içinde verir. Bu nedenle mandıracılar sürekli olarak sürülerine genç inekler katmak zorun*dadırlar. Yeni alınacak hayvanların sürüye hastalık getirmesinden korkulduğu için man*dıracılar kendi hayvanlarını genellikle kendi*leri yetiştirirler.

Buzağı doğduktan az sonra annesinden ayrılır. Anne ile yavrunun birbirlerine alışma*dan ayrılmalarının daha iyi olduğu düşünülür. Dişi buzağılar genellikle mandırada tutulur. Erkek buzağılar ise satılır ya da kesilmek üzere beslenir. Doğum yapan ineğin "ağız" denen ilk sütünü yavrunun emmesi önemlidir; çünkü bu süt besleyici olmanın yanı sıra yavruyu hastalıklara karşı da korur. Annesin*den ayrılan buzağı taze süt ya da süttozundan yapılmış sütle kovadan beslenir; bu arada katı yemler yemeye, 3-4 haftalık olunca da saman yemeye alıştırılır. Yavru 6-8 haftalık olduğu zaman katı yemlere yeterince alışmış olur ve sütle beslemeye son verilebilir. Bundan sonra mevsimine göre ya saman ve kuru yemle beslenir ya da otlağa çıkarılır. Yavrunun iyi bir süt ineği olması ya da hızlı büyüyen bir kesim hayvanı olabilmesi için iyi beslenmesi gereklidir.

İnsan beslenmesinde kullanılacak sütün te*miz ve mikroplardan arındırılmış olması için birçok kural konmuştur. Ahır ve sağım yerle*rinin çok temiz tutulması, süt sağma makine*lerini, içinden süt geçen boruları ve mandıra*da kullanılan öbür gereçleri her sağım işle*minden sonra yıkamak ve bakterilerden arın*dırmak için sterilize etmek gerekir. Yıkama*dan sonra kalabilecek bakterileri öldürmek için gereçler kaynar su, buhar ya da uygun bir kimyasal madde kullanılarak sterilize edilir. Sağılan sütün, sıcaklığın en kısa sürede 10°C'nin altına düşecek biçimde soğutulması gerekir; çünkü bakteriler düşük sıcaklıkta kolayca üreyip çoğalamaz. Sağılan süt her gün çiftliklerden mandıralara güğümlerle ya da soğuk hava tankerleriyle taşınır. Mandıraya gelen sütten bir örnek alınarak sütün kalitesi ölçülür, sonra süt süzgeçten geçirilir ve kalmış olabilecek bakterileri öldürmek için pastörize edilir {bak. SÜT).

20. yüzyılın başlarında, verem (tüberküloz) hastalığının hasta ineklerden süt yoluyla in*sanlara geçebileceğinin anlaşılmasından sonra ineklerin düzenli aralarla sağlık denetiminden geçirilmesine başlandı. Sığırlardan insanlara geçebilen öbür hastalıklar Malta humması ve şap hastalığıdır.

Kaynak: Temel Britannica

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sponsor